Çarşamba, Haziran 10, 2009

OĞUZ KAĞAN

Gecen gun aklima geldi bende aradim buldum, aslinda dusununce Stef Oguz Kagan's acaip benziyor :) yahşi yiğit bu Stefan ;)

"Oğuz-Han'ın vücudu güçlü ve korkunç hayvanlara benzetilirdi":

Dede Korkut masallarında da büyük kahramanların yürüyüşü arslanlara benzetilmiş ve vücut yapıları da korkunç hayvanlar gibi anlatılmışlardı. Oğuz-Kağan destanında da az da olsa bunları görmüyor değiliz. Uygurların Oğuz destanı Oğuz-Kağan'ın şeklini şöyle anlatıyordu:

Öküz ayağı gibi idi sanki ayağı
Kurdun bileği gibi idi sanki bileği.
Benzer idi omuzu ala samurunkinejavascript:void(0)
Göğsü de yakın idi koca ayınınkine!

Destana göre Oğuz'un elleri ve pençesi ayının büyük ve güçlü pençesini andırıyordu. Ama kurdun bileği başka idi. Kurt yeryüzündeki hayvanlar içinde koşma bakımından en dayanıklı hayvandı. Bir türlü yorulma bilmezdi. Bileği ince idi. Fakat o ince bilekli kurdun pençesi korkunçtu. Bir samur büyüklüğündeki kıllı omuzlar ve ayının göğsü gibi gergin ve şişkin ğögüsler Oğuz-Kağan'ın bir insan olarak ne derece güçlü olduğunu anlatmağa yarayan sözlerdi.

"Oğuz-Kağan'ın vücudu niçin "tüylü" idi":

Eski Türkler "ilk insanın tüylü olduğuna inanırlardı." Altaylarda yaşayan birçok efsanelerde bu konu ile ilgili sayısız örneklere rastlıyoruz: "Tüylere kaplı olan ilk insan Tanrı'ya karşı günah işlemiş ve bundan dolayı da tüyleri dökülmüştü. Tüyleri dökülünce de insanoğlu bir türlü hastalıktan kurtulamamış ve ölümsüzlüğü elinden kaçırmıştı. (Bir söylenişe göre) Tanrı insanı yaratırken şeytan gelmiş ve insanın üzerine tükürerek her tarafına pislik içinde bırakmıştı. Tanrı da insanın dışını içine içini de dışına çevirmek zorunda kalmıştı. Bu suretle insanın içinde kalan şeytanın pisliği ve tüyler insanoğlunun ruhunu ve ahl'kını kötü yapmıştı. İnsanın gerçi dışı Tanrı yapısı idi ve güzeldi ama; içi şeytan tarafından kirletilmiş ve şeytana benzer bir özelliğe bürünmüştü". Bu sebeple Oğus destanında bu çok eski Türk inançlarının izlerini de buluyoruz. Çünkü Oğuz-Kağan bizim gibi tüysüz değil; her tarafı kıllarla dolu ve fevkal'de bir yaratıktı:

Bir insan idi fakat tüyleri dolu idi
Vücudu kıllı idi çok uzun boylu idi.
Güder at sürüleri tutar atlara biner
Daha bu yaşta iken çıkar avlara gider.
Geceler günler geçti nice seneler doldu.
Oğuz da büyüyerek bir yahşi yiğit oldu!

Hiç yorum yok: