Pazartesi, Temmuz 26, 2010

En sonunda

buyuk ihtimalle size cok kisa bi seymis gibi geldi ama ben bu pasaport olayini evlendigimden beri kafama takmistim. ve yeni cipli pasaportlarin cikis zamanini surekli gazetelerden takip ediyordum, hatta konsoloslugumuza iki de bi email attigimda olmustu. Kisaca kafayi bu pasaport nanesi ile bozdum :) Burokratik islemlerin mantigini anlamadigim icin, ve ne yazik ki bu tip yerlerde herkese ayni muamele gosterilmedigi icin her devlet kapisina gittigimde (Turk, Alman yada Amerikan) bi stress oluyorum.
daha once anlattim hangi belgeleri goturdum filan ve tam uzun bir bekleme sonunda pasaport basvurumu yaptiktan sonra, son derece kibar ve caliskan gorevli ( hakkaten yole idi dalga gecmiyorum) pasaportumu iki hafta icinde alabilicegimi soylemisti. ben burda yasamiyorum dedigimde vekaletname onerisi verdi fakat Turk vatandasi olmayanlar vekaletname alamayacagi icin ve benim NYC de yasayan yakin bir arkadasim olmadigi icin boynu bukuk evime dondum. Ikinci bi NYC yolculugu hem yorucu hem masrafli. Florida-NYC arasi ucak biletleri 280 dolardan basliyor 500 dolara kadar cikiyor. havaalani -konsolosluk taksi minibus masrafi 50-100 dolar. ustune yemek , havaalanina gitmek icin benzin masrafi derken en az bana 500 dolara mal olucak bi yolculuk oluyor. ve eminim hic kimse "ayy 500 dolarim olsada soyle sokaklara ativersem, amerikan ekonomisine stimulus olur" demiyordur. basvurumdan 2 sonra pasaportumun basilip postaya verildigien dair e-pasaporttan haber geldi, 10 gun sonra pasaportumun NYC'de oldugunu ve gelip alabilicegimi belirten bi email aldim. Hemen hem e-konsolosluga hemde e-pasaporta email attim. yetkilere eskiden pasaportlarimizi konsolosluga sertifikali posta ile yolladigimizi, bi ay icinde konsoloslugumuzun paspaortu bize geri yolladigini anlattim. adam basi ikinci bi defa 500 dolar harcamak yerine 50 dolar harcayip pasaportumuzu posta ile alsak nasil olur dedim. ben onlara kullanabilicekleri parasi odenmis bi zarf yolluyacagim eski pasaportum ile beraber. Acikcasi, yok valla buraya sahsen gelmen lazim gibi bi email bekliyordum. once e-konsolosluktan haber geldi; bir dilekce yazin fotografinizi koyun, noter tastigi yaptirin imzaniz icin, eski pasaportunuzu yollayin, parasi odenmis bi express zarf ile, biz size yenisini yollayacagiz. tabii ki dans etmeye basladim! is yerinde bedava noter var sag olsun yapti tastigi :) arkasindan e-pasaporttan cevap geldi "Haklisiniz" dediler :) konsoloslugunuza basvurun size gerekli belgeleri bildiricekler :) devletim bana haklisiniz dedi :)hala siritiyorum :), bu kural degisikligini uzerime alindim.eminim benim gibi yazan baskalari da vardir belki bazi gorevlilerde soylemislerdir bu sahsen gelip alma zorunlulugunun sacmaligini, ama ben kendi uzerime aliyorum :)
10 gun icinde geldi pasaportum. yeni pasaport biraz bos :) arkadasinda nufus kagidi kopyasi yok, yani sikayet etmiyorum ama alismisim o nufus kagidi kopyasina :) ama en sonunda elime gecti ya ohh be dunya varmis.
bugun facebook ta bi arkadas sordu ne kadar surdu diye kisaca onu yaziyim
6 haziran 2010 da randevu almisim, 25 hazirandan randevum var diye gidip basvurmusum, 27 haziranda pasaportum basilmis, temmuz basi pasaport NYC'a gelmis, 14 haziranda zarfim NYC konsoloslugunun eline gecmis. 24 temmuzda zarf evime gelmis. yani basvurum ile pasaportumun elime gecmesi tam bir ay ki daha hizli olabilirdi eger ben zarfi hemen yollasaydim .
Simdi sosyal guvence kartim, ve ehliyetim ile ugrasicam. yani isim degistirmek basa bela ki bu kadar olur. hindistanda bile kadinlar kocalarinin soyadini almak zorunda diilmis, insallah bizim ulkemizde de bu kural degisir, pek yakinda olucagini sanmiyorum ya neyse. simdi yeni soyadima alismam lazim, halbuse ben eski soyadimi cok seviyordum :(
gerci bu sacmaliklar la ugrasmak insanin evliligini kuvvetlendirebiliyor :) bir daha soyadimi degistirmek mi asla filan diyebiliriz :)
bilim insanlari icin daha da bi bela bu, simdiye kadar yazdigim makalelerde "Kayihan et al." olarak aniliyorum bundan sonra soyadimi degitirirsem ve Crynen et al olursam her kesin kafasi karisicak. "Sahne ismi" olarak kayihan i kullanicam bakalim olucak mi?
oyle iste sonunda aldim pasaportumu, kinami yakiyim :)
muah

Çarşamba, Temmuz 14, 2010

washington DC

buraya gelicegim ilk ortaya ciktiginda bana wasingtona gidicen demislerdi megerse washingtondan bi sata uzaklikta olan Frederick ten bahsediyolarmis, burasi aslinda maryland eyaleti altinda bir yolculukta iki eyaletten gecmis olucam, en azindan taksi ile fredericke giderken misir obeliksine benzeyen washington dikitini gordum :) tepesinde kirmizi isik vardi.
burda is ile ilgili bi toplanti vardi ona geldim. eycus buycus yollardan dolanip bi otele gitti,, verdik sunumlarimizi geri donduk. tabii her yere taksi ile gititm, alismamisim ameriakda taksi cok pahali diye binmiyorum ama NY ve washingtonda bindim aynen ankara istanbul gibi, ama her binis 20 dolar bu nasil bisi anlamadim, NYC cok daha ucuzdu taksi acisindan, neyse, soforum donuste yunanli bi amca cikti, aa Turk musun filan geyik yaptik, izmire gitmis, o ne guzel sehir filan diye ovdu. bende dedim benim otele yakin bi yerde duzgun bi restaurant var mi? aaa burda bi yunan restaurani var ama ahci Turk demesin mi? hemen yeirni gosterdi aksam yemegi ciin ciktim yola. iki yokus bi inis "Greek Aroma"'a geldim. Patron is basinda, hemen Turk oldugumu sofor amcanin yolladigini soyeldim, cok iyi davrandi sag olsun bi doner ismarladim burdaki adi ile 'gyro platter'.valla frederick md 'e yolunuz dusersen greek aromaya gidin, hakkaten cok guzeldi. bizim doner gibi diil ama gyro kategorisinde yedigim en lezzetli gyro idi. digerlerinden daha ince kesmis, ve yogurt sosu da cok guzeldi, icinde nane sarimsak vardi ohh yerm valla. ben boyle guzelce karnimi doyururken bana bi tabak revani getirmesin mi? gonlunden kopmus. aha nasil ben bunu yicem derken bo lokma aldim, aynen feriha babaannemin yaptigi guzelim revaniler gibi, ne cok severdim, yumusak kiyir kiyir, agizda eriyen cisnten ben boyle nostalji yaparken bi uyandim revani bitmis :) valla buraya geldigime deydi dimi? sarasotada boyle gyro ve revani bulmak imkansiz. ee restauranta yurudugum icin butun kalorileride harcamis oldum, yarin sabah 4de kalkarak daha cok kalori kaybedicem. sabah beni havaalanina bakalim yunanli amca mi yoksa haitili abi mi? takso soforleri ile konusmayi ozlemisim :) isin komigi aynen babam gibi burda ne ekiyorlar gibi sorular soruyorum :)
muah

Pazartesi, Temmuz 12, 2010

kendime mektup

4 Mart 2010da yazmisim bunu, arada bir kendime mektuplar yazarim, kimsenin okumadigi kose yazisi gibi bisi, bu eglenceli.

Bugun gene baydim ,iGoogle’da uyduruk oyunlar oynayabilirim ama ondanda sIkIlIcam. Eve gitsem ne olucak, bilgisayarda vakit gecirmek icin anime izlicem, podcast dinlicem, cicek yap, hadi tiopla ortaligi, iPod elinde odana git, karanliga bakarak kotu dusunceleri aklindan uzaklastir*. Gitmiyor, yada yenisi geliyo. Birde beklenmedik tak tuk sesler geliyo komsulardan. Acaba komsudan mi geliyo bu sesler yoksa benim mutfaktan mi?Evde birileri mi var?Ayyy uykum var, uyuma! Mutfakta birisi var! kimse yok yahu, obsesyonumu besleme, rahatla, birazedan gozunu kappa, bir dakka bi acip bakicam ne olur ne olmaz. Inanilmaz bir sessizlik biri odaya girmis olabilir. Actim baktim bi degisiklik yok. Y acaba gorus acimin disina mi saklandi bu pezevenk? Sanmam yok kimse , birinin burda olmasi icin hic bi sebep yok, rahatla, nasil bulasik yikiyosun onu dusun. Uyuz hayyeller kur, yurume hayali. Yavru fil annesinin kuyruguna hortumunu dolamis yuruyor. Sis icinde, yavas yavas, bir iki kus ucuyor, sessiz, sis cok yavas acilmaya basliyor. Guzel cimler ortaya cikiyor, bir gol, biraz agaclar, etrafini sis yuzunden goremeyen yavru fil bunlari gorunce kaslari biraz gevsiyor. Biraz daha gevsek tutuyor annesinin kuyrugunu. Gunes cikti, tepede siritiyor. Eeee uykum kacti, bunun beni rahatlatip uyutmasi lazimdi simdi ben kucuk filin basina neler gelebilicegini dusunuyorum. Taam beyaz odaya gidiyoruz. Bu beyaz odanin ici beni sinir eden insanlarla dolu. Bunlarin hepsini supurmem lazim. Ohhh bak nasil temizleniyor, biraz toz kalkti ama olsun. Simdi bana ettikleri o sinir bozucu laflari duvardan siliyim. Ovala, ovala guzelce ovala. Hmmm buda uykumu getirmedi. Biraz rahatladim ama uyku yok. Ogle uykusuna yatirilmis cocuk gibiyim, benim uyumaya niyetim yok. Aachi cocukken “ ahh yemek olmasa” dermis, ben uyku olmasa diyorum. Uyku gunduz yada 3-4 am dan 10-11 am’e kadar olsa cok guzel olurdu. Ama nerde o gunler. Evet son silahim; gozlerini kappa, dikkatini hoparlorden gelen cok kisik sese ver. O kadar kisik kid aha cok beyaz gurultu gibi. Gozler kapali ama sanki tavana bakiyormussun gibi gozlerini dik Beynini birak istedigini dusunsun. Garip goruntuler geliyor aklima, kirmizi goruntuler, acaip goruntuler, birisinin resimlerini goruyorum. Her resime bakmak icin 1 saniye var. Zirt gecti, bi tane daha. Hmmm dusuncelerim erimeye basladi. Dikkat daginik uyuyorum galiba… iyi geceler…

Perşembe, Temmuz 08, 2010

basit dizayn

bu tokalari yeni ciat ettim, belki benden ocne baskasi icat etmistir ama valla ben onlari gormedim :)
pasaportum gelmsi NYC konsolosluguna, gidip kendim alicaktim, bi ihtimal daha var diyip bi email attim bugun bi cevap aldim, dilekce verirsem fotografli ve noter onayli, eski pasaportumu yollarsam, ve birde adresi yazilmis odenmis bi zarf yollarsam paspaortumu bana yollucaklarmis
ALLAH RAZI OLSUN, ALLAH TUTTUGUNUZU ALTIN ETSIN!
yani sirf pasaport icin hic NYC a gitmek istemiyorum. Bir gunlugune gitmem lazim sabah 6 ucagini yakalamam lazim sarasotadan ucak yok o saatte tampaya gitmem lazim filan, yani bir suru bas agrisi. halbuse posta ile hal olsa? dimi,bakalim olucak mi, insallah diyelim, pasaport elime gecinceye kadar inanmiyorum :)
Kandiliniz mubarek olsun :)