Cuma, Kasım 28, 2008

Turk Japon aski


Bugun haftalik japanese craft books aramalarimi yapiyordum, bu kitabi buldum, amazon.co.jp e girince iki uc tane Turk Igne Oyasi kitaplarinin oldugunu gordum, Japonca!
askimiz karsilikli cok mutluyum :)

Perşembe, Kasım 27, 2008

Sukranlarimizi sunalim

evet bir sukran gununde gene is yerindeyim. yarin yani black friday bizim is yerinde tatil degil. ondan bende sukran gununde calisip yarin tatil yapicam. zaten bu sukran gununun manasinida pek anlamis degilim yillardir. hele hindi yemeyi hic sevmem, lifli bir et, birsuru mukemmel yemek pisiren insanin elinden yedim, hala sevmiyorum. yaninda verdikleri fasulye yemegide bir igrenc, o beyaz sosu hic sevemedim. tek sevdigim sey sweet potatodan yapilan ve icine azicik pecan serpistirdikleri yemek. hem tatli hem tuzlu gibi butun kazani yiyebilirim.
her sene Reed ailesinden birisi beni yemege davet eder. Allah razi olsun, bu sene gelinleri ve sevgili arkadasim yen davet etti. hindi yerine ordek yapiyormus, hay eline saglik Yen, ne akilli kizsin!
bu arada yen ikiz bebeklerini gecen hafta dogurdu su an nerede ise on gunlukler. hala hastahanede buyumekle mesguller. Dua edelim hayirlisi ile saglikli bir sekilde anneleri ve babalari ile evlerine gelsinler. Sadece fotolarini gorebildim henuz, cok sirinler ama minnaciklar. babaannemin deyimi ile "terliginden besik olur" cinsinden :)
simdi deneylerimize geri donelimmmm.
happy thanksgiving!

Cumartesi, Kasım 15, 2008

space shuttle launch -Endeavour


space shuttle launch 099
Originally uploaded by offgenemi
eger planlarda degisiklik olmaz ise (bu da saka gibi cunku surekli degisiyor) bu en bi son gece ucusu idi. simdiye kadar uc tanesine gitme sansim oldu, dun gece ki en guzeliydi, dolunay tam "launch pad" in uzerinde, Endeavour uctu uctu, ayi bilem gecti gokyuzunde, dunyanin yorungesine dogru yolculuguna basladi. bu sefer yeni tripodumu goturmustum, gende ruzgar oldugu icin bende cok becerikli bir fotografci olmadigim icin butun fotograflarda bir gizem havasi var :)

ben sarasotadan yola ciktim, stef gainesville den , titusville de bulustuk. Allah im nasil bir trafik, insanlar orlando etrafinda manyak gibi araba kullaniyor. hele space shuttle launch varsa tam deliye donusuyorlar. neyse bir saat once gittik yerlerimizi kaptik, coluk cocuk gelmis herkes, bir piknik havasi vardi :),
tabii ucusu izledikten sonra bir trafik basladi..... milim milim ilerledikten sonra yolumuzu bulup gainesville e donduk. yolun sonuna dogru uykudan geberiyordum, ama stef de uyumasin diye, sacma sapan konusup sarki soyledim, zira sesim cok guzel oldugu icin uyumasi imkansiz :) eve gelir gelmez, kendimi yataga attim 11 saat uyuduktan sonra suki ile azicik yatak keyifi yaptik, simdi babasi Gulas yapiyor aksama onu yicez, yasasin !

Çarşamba, Kasım 05, 2008

Kiskandim..

anaokulundan eve donup odevlerimi yaparken suratimi astigimi goren babam " kimi kiskandim soyle bakiyim" derdi. demek ki insan degismiyor cunku dun geceden beri amerikalilari kiskaniyorum. hani burada yasadigim 7 sene boyunca, hahaha bu ne bicim camasir makinasi, babaannemin makinasi bundan teknolojik olarak ustundu, hahhha telefonlar nasil dandik, hahah dahha mesaj atmasini yeni ogrendiler filan diye cogu zaman yurt disinda yasiyan bir cok yabanci gibi kaldigim ulke ile dalga gectim. ama dun aksam adamlar en sonunda duzgun, gayet karizmatik, ve garip bi sekilde durust konuyormus gibi gorunen genc bir adami baskanlari olarak sectiler. tabi ki once Barrack'in yapicagi konusmayi dinlemek istedim, ama ondan once McCain bir konusma yapti, nasil guzeldi. yani butun munazaralari izledim, adam tv de ne dese inceledim, hepsinde kil, yasli inatci, kotu ruhlu bir adam portresi cizmisti. megerse hepsi numara imis. oyle guzel bir konusma yapti ki, oturup agladim (evet bu aralar duygusalim), yenilgi sizin degil benim diye bir laf etti, basarisizligi boyle bagrina basmak icin buyuk bir adam olmak gerekir diye dusundum, sonra aklima deniz baykal geldi, bi midem eksidi. aynisi dimi? tabii ki kiskandim, sonra Barrack, guzel karisi ve sevimli cocuklari ile herkesi selamladi, o da cok guzel duygusal bir konusma yapti, kendimi seabiscuit filmi izler gibi hissettim, gayet normal bir adam, , yani hic bir zenginligi olmayan, burslarla filan okumus bir adam koskoca ABD nin baskani oldu, ve hic ovunmeden, geh geh gerilmeden, ukala laflar etmeden kabul etti bu gorevi. tabii gene kiskandim. bugun bizim gazeteler ne demis diye bakarken bizim basbakanimizin gene " en az uc cocuk yapin" dedigini gordum ve butun konusmasini oturdum okudum, yani fenalik basti, midem gene eksidi. Ataturk, Inonu, Ecevit derken butun duzgun ve karizmatik konusan lider kotamizi doldurduk galiba. belki bizimde bir sonraki basbakanimiz, cumhurbaskanimiz boyle karizmatik, saygi duyucagimiz, bagrimiza basicagimiz, gurur duyucagimiz liderler olur. Insallah, umutsuz yasamak imkansiz dimi?

Cumartesi, Kasım 01, 2008

Uc kitada burokrasi ile mucadele

Evlilik, dugun, nikah, gibi sozcukler mutlu anilari, gulumseyen yuzleri cagiristirir. Dun benim icin butun bu kelimeler bir ton kagit ve uc degisik ulkedeki gicik memurlarla yapmam gereken konusmalari cagiristirdi. SU an evlenme iskence gibi bisi benim icin, aklima hep angelina j ve brad p geliyor, heralde bu yuzden evlenmiyorlar diyorum. gerci iki kisi ayni ulkeden ise evlenmek nispeten kolay, ama eger ayri ulkelerdenseniz ayvayi yediniz!
Simdi benim Stefan ile evlenebilmem icin, sunlari yapmam lazim

1. Nüfus Müdürlüğünden uluslararası doğum kayıt örneği (Formül A),

2. Pasaport fotokopisi veya nüfus cüzdanı fotokopisi (noter tasdikli),

3. Kişinin halen ikamet ettiği yerin adresini içeren muhtardan ikametgah belgesi,

4. Nüfus Müdürlüğünden vukuatlı nüfus kayıt örneği

bunlari hepsinin orjinali , 3 ve 4 numaranin almancaya yeminli tercumesi alman buyukelciligine gidilip onaylatildiktan sonra Stef'in ailesine yollanicak, onlar Stef icin bu evraklarin alman versiyonlarini alicak ( benim belgeler gitmeden Stefan in belgelerini vermiyor almanya). sonra stefanin belgeleri Turkceye cevirilicek ve stef ile ben Turkiyede evlenme basvurusu yapicagiz
evlendikten sonra benim butun nufus belgelerim degisicek (hala kutugum nereye gidicek bilmiyorum), once nufus cuzdani, sonra pasaport. bir yandan pasaport degistirmesem mi? cunku amerikan vizem var ustunde. sonra almanyaya stef in anneannesinin elini opmek icin gidicegimizden benim almanya vizesi almam gerekicek. tabii ki iki ton evrak hazirlamam lazim, stef in ailesinden mektup, ucak bileti, is yerinden mektup, bankadaki paramin ozeti, 50,000 dolarlik yurtdisi saglik sigortasi.
bunlarin arasinda, nikah nerde kiyilacak, nikah memuru saat kacta gelicek, davetiyeler basilacak (3 ayri dilde), bana kiyafet ayarlanicak, nikah sekerleri hazirlanacak.
dun butun bunlarin altinda ezildim, sorumluluk duygusu oldukca guclu bir insanim, ama bu duygu benim icimi yiyip bitirmekten baska bi ise yaramiyor. neyse is yerinde stress eve gelince bu zikkim biraz mutsuzum. dun uc saat direksiyon sallayip eve
geldim, buyukelciligimize bir soru sormustum, vizem etkilenirmi evlendikten sonra pasaportumu degistirince, onlarda biz bilemeyiz onlara sorun demisler. gayet iyi niyetle bu cevaba verdiklerne eminim ama oyle bir moralim bozuldu ki buna oturup agladim. evlenmenin hakkaten romantik, ayyy kiyafetim, soyle olsun, ayyyy yakalara su cicekler takilsin, sekerler boyle olsun, sevgilim kocam olucak ne mutlu bana seklinde romantik olmasi gerekirken ben surekli " nerden cikti bu evlenme olayi ?" salak kafam, ne diye ugrastim, eninde sonunda evlenmek demek, birbirimizin saglik sorumluluklarinda hak sahibi olmak demek, yani beynim erimis bi halde makinalara bagli yasiyorsam stef " birakalim huzur icinde nanay kente gitsin" diye fisimi cekebilir. evlenmez isek hastahanede odama bil almazlar. yani tamami ile kontrat, haa birde cocuklara kimse pic diyemez.
stef beni sakinlestirdikten sonra karar verdik ( gene ) ilerde dunya vatandasi konseptini yerlestiricez. bu pasaport, yok vize , ordan kagitlar gelsin cevrilsin olayi kalkicak. butun formlar ayni , turkiyedeki bilgilerim amerikada otomatikman japonyada, japonca okunabilicek. neguzel bir dunya olucak hehe
bu arada dun ogrendigim hos bisi oldu, almanlar turkiyeye girmek icin vize almiyorlar, japonlar, azerilerde almiyor. amerikalilar 32-36$ gibi bisi vererek vize almak zorundalar, ingilizler ise 480$ gibi manyakca yuksek bi rakam ile vize alabiliyorlar. hehehh nasil eglendim, ohh olsun. arada bir turkish embassy sayfasina gidip vize linkinden bunlara bakin, insanin morali duzeliyor :)
muah